Değerli okurlar

Bu kaynak tüm dünyada pazarlama kavramının kurucusu olan Philip Kotler ve Nancy R.Lee tarafından hazırlanmıştır.Yaşamınızı ve başka yaşamları değiştirebilecek çok güzel fikirleri keşfetmenizi sağlayacak bu çalışmaya ulaştığınız için sizi kutlarım.
Yüksek lisans eğitimim sırasında değerli hocamız Sait Gürbüz bilime ne katkınız olacak, öyle bir alanda çalışma yapın ki bir boşluğu doldurun dünyaya bir faydanız olsun demişti. Ben bu eğitimim sırasında Sosyal Pazarlama kavramı ile tanıştım ve gördüm ki tüm dünya ve özelliklede yardıma muhtaç ihtiyaç sahipleri için önemli olan Sosyal pazarlama kavramı ülkemizde çok ihmal edilmiş. Birçok kişinin bu kavramı Sosyal Medya Pazarlaması ile karıştırdığını, yeterli bilgi ve kaynak olmadığı için üniversiteler de ders açılmadığını, kitap evi ve kütüphanelerde raflarda bu konuda kaynak bulunmadığını fark ettim. Sosyal konularda faaliyet gösteren kişi ve kurumların ellerindeki imkanlar ve kaynaklarını verimli kullanmalarına yönelik bilgilerinde eksiklik olduğunu gördüm.
Dünyada bu konudaki yayınların lideri olan Sage Publishing ile anlaşma yapıp bu çalışmayı Türkiye’ye kazandırdım. Amacım dünya da iyi bir iz bırakmaktı. Bu çalışma başta iyi yöneticiler, iyi öğretmenler, iyi öğrenciler olmak üzere tüm iyi insanlar için yapılmıştır.
En özet şekliyle Sosyal pazarlama toplumda olumlu davranış değişikliği sağlamak ya da ihtiyaç sahiplerine yapılmak istenen yardımlar için harcanan maddi manevi kaynakların en verimli şekilde yönetilmesi için ticari pazarlama strateji ve yöntemlerinden nasıl faydalanılacağını ve bunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bilim dalıdır.
Açlık, bulaşıcı hastalıklar, trafik kazaları, hava kirliliği ve daha birçok konu toplum için günden güne artan büyük tehditler oluşturmaktadır. Bu sorunları çözme konusunda ise devletler yetersiz kalmaktadır.
Günümüzde sosyal fayda için faaliyetlerde bulunan birçok yardım kuruluşu vardır. Bu kuruluşlar oluşturdukları kaynakları en verimli şekilde kullanabiliyorlar mı? Yöneticileri bu kaynakları mükemmel şekilde yönetmek için yeterli bilgiye sahip mi? İyilik üzerine işler için çalışmak güzel bir şeydir ancak bunu yapmak için sahip olduğumuz kaynakları en verimli ve etkili şekilde kullanmak ta çok önemli bir sorumluluktur. Zira dünyada ihtiyaç çok kaynak azdır. Az olan kaynağın etkili yönetilmesi ise çok değerlidir. Bu çalışma bu faaliyetlerin içinde çalışanlar için çok önemli bir temel kaynaktır.
İnsanları tehdit eden olumsuzluklarla savaşmak, olumsuz olan davranışları olumlu davranışlara çevirmek ya da ihtiyaç sahiplerine yardımlar yapmak kısaca iyilik yapmak sadece devletlerin ve zenginlerin görevi değildir. İyilik yapmak her insanın sorumluluğudur. Her insan kendi etki alanı ve gücü kadar bu konuda sorumludur. İnsanları doğru davranışlara yönlendirmeyi ve iyilik yapmayı sadece devletlerin ya da zenginlerin görevi gibi göstermek toplumun çok önemli bir kısmı zengin olmadığı için bu konuda büyük çoğunluğu sorumsuz hale getirmek anlamına gelir. Bu durum çok sayıda olumsuz davranışın yaşandığı dünyamızda iyilik için yarışanların sayısının son derece sınırlı kalmasına sebep olur. Yeryüzüne iyiliğin yayılması ancak herkesin bu konuda çaba göstermesi ile gerçekleşebilir.
Günümüzde bir kitapçıya gittiğinizde onlarca diyet kitabı varken açlık konusunu işleyen tek bir kitap bulamazsınız, bir kısım insan zayıflamaya çalışırken çok daha büyük bir kısmı açlıkla boğuşuyor sizce de üzücü değil mi? Tuhaf olan şu ki bu durumun insanlardan uzak tutulması sanki böyle bir durum yokmuş gibi davranılmasıdır. Çok basit olaylar dünyada gündemi meşgul ederken ve pazarlanırken dünyaya zarar veren davranışlar, açlık, yoksulluk ve buna benzer birçok sosyal konu yaşamın doğal akışı gibi kabul edilmiştir.
Bir gün iş seyahatim için bulunduğum Milano’da Mc Donalds’ta bir dilenci ile aynı anda içeri girdik, dilenci Mc Cafe bölümünden elindeki bozuk paralarla muffin aldı ve elinde kalan diğer bozuklukları Mc Donalds’ın sosyal yardım kutusuna attı. İhtiyacından fazlasını cebinde tutmayıp yaptığı bu davranış beni derinden etkiledi. Dilencinin temiz yüreği bu dünya için çok şey ifade etmektedir. Herkes kendi kapasitesine göre iyilik yapabilir ve bu konuda bahane aramamalıdır herkesin yapabileceği bir şeyler vardır.
Sadece kötülük yapmamakla iyi insan olunmaz, kötülük yapmayıp aynı zamanda iyilik yapanlar iyi insanlardır. Şu sözü hepimiz çok duymuşuzdur ‘sen benim hiç kimseye bir kötülüğümün dokunduğunu gördün mü?’ Bu tabii ki güzel bir şeydir ancak iyi insan olmak ve bu yaşama karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiz için yeterli değildir. Kötü şeyler yapmayıp aynı zamanda iyi şeyler yaparsak varlığımız ortaya çıkar. Nötr olarak yaşama katkı yapamayız varlığımızı var edemeyiz.
Bu çalışma belki dünyayı tek başına kurtaramaz ancak bir tek kişinin bile düşünce ve davranışını değiştirerek birçok şeyin değişme fırsatının olduğunu ortaya koymaktadır.
İşte Sosyal pazarlama kavramı bize bunu nasıl yapabileceğimiz kendimizi ve etkimiz altındaki çevremize nasıl katkı yapacağımızı çok iyi açıklamaktadır. Ben sizi tanımıyorum ancak bu yazıyı okuduğunuza göre idealleri olan, etki alanı ya mevcut ya da etki alanını genişletmek isteyen birisiniz. Belki çok etkili bir genel müdür belki de ileride çok iyi bir geleceğe sahip olacak bir öğrencisiniz.
Sizle şunu paylaşmak istiyorum ki başkalarına dünyayı daha iyi bir yer haline getirecek şekilde hizmet etmek hayatımızı anlamlı kılacaktır. İyilik adına çok güzel projeler ortaya çıktıkça mucizeye biraz daha yaklaşmış olacağız. Hepimizin görevi her gün daha mutlu bir dünya için bir adım daha atmaktır. Bu çalışmaları yapanlar gelecekte çok anlamlı karşılıklar bulacaktır.
İnsan sevgi ve iyilikle yaşar…

Dr. Gürkal Celal Özer
gurkalozer@gmail.com